Bu yıl gerçekleştirdiği beş tecrübe paylaşımı toplantısıyla, ERC destekleri konusunda üniversitemizde önemli bir farkındalık yaratan Araştırma Dekanlığı, son tecrübe paylaşımı faaliyetinde kapsamında 2017 yılı ERC Consolidator Grant desteğini kazanan Prof. Dr. Mehmet Somel’i üniversitemizde ağırladı.
Üniversitemizi sıralamalarda daha da yukarı taşımak hedefiyle, uluslararası hibe programlarına yönelik farkındalık ve bilgilendirme faaliyetlerine devam eden Araştırma Dekanlığı, Avrupa Araştırma Konseyi (ERC) Programı’na ilişkin son bilgilendirme toplantısını bugün gerçekleştirdi.
Consolidator Grant çağrısı kapsamında, “NEOGENE: Neolitik Anadolu Toplumlarında Genetik ve Kültürel Etkileşimlerin Arkeogenomik Analizi” başlıklı proje önerisi ile Avrupa’da 329 proje önerisi içerisinde Türkiye’den destek alan Dr. Somel, proje başvuru ve yürütme sürecine ilişkin deneyimlerini paylaştı.
Projeye ilişkin ekibi ile 6 aylık hazırlık süreci geçirdiğini belirten Dr. Somel, üniversitesinden metin hazırlık desteği ve TÜBİTAK’tan da mülakat desteği aldığını belirtti. Yürütme sürecinin zor olmadığını aktaran Dr. Somel, proje süresince de 3 ya da 4 kez rapor sunduklarının altını çizdi.
“Yaygın etki değil, özgün değer önemli”
Projesinin panel değerlendirme sürecindeki tecrübelerini aktaran Dr. Somel, B1 başvurusunun sadece panel üyeleri tarafından değerlendirildiğini, bu açıdan başvurunun genele hitap etmesi gerektiğini vurgulayarak sürece ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü: “Sürecin sonunda beğenilen başvuruların aday yürütücüleri mülakata davet ediliyor. Tartışma sürecinde çeşitli parametreler var. Sorunun bilimsel olarak çekici olması, temel kriter olarak yaygın etki yerine özgün değerin ön plana çıkması, içerik olarak yenilikçi, özgün ve iddialı bir yapıda geliştirilmesi bu parametrelerden birkaçı. Bu hususların yanı sıra, yöntemin mantıklı bir yapıda geliştirilerek çalışmanın iyi anlatılması ve yapılabilir olması da önemli hususlar olarak dikkat çekiyor.”
NEOGENE Projesi Hakkında
NEOGENE başlıklı proje ile Dr. Somel ve ekibi, avcı-toplayıcı toplumların yerleşik tarımcı toplumlara evrimini araştırırken, aralarındaki gen alışverişiyle beraber geleneklerini, sosyal organizasyonlarını ve kültürel alışveriş yöntemlerini inceliyor. Proje kapsamında Anadolu’dan yüzlerce Neolitik bireyden alınan örneklerde antik DNA analizi yapılacak ve bu genetik veri arkeolojik veriyle birleştirilerek, insanlık tarihinin bu en önemli sosyokültürel dönüşümlerinden birinin eşsiz ayrıntıda bir tablosu çıkarılacaktır. Çalışma ODTÜ Biyolojik Bilimler, ODTÜ TAÇDAM, Hacettepe Antropoloji Bölümü’nden araştırmacılarının yanı sıra, Çatalhöyük, Aşıklı Höyük ve Çayönü gibi çok sayıda kazı ekibinin dahil olduğu geniş bir ekip tarafından yürütülüyor.
